Ana içeriğe atla

HTŞ'nin İdlib'teki emirliğinde Hıristiyanlara ve Dürzilere yönelik yağmalar ve baskılar*

Samer Mahmoud, (Suriyeli gazeteci), daraj.media

İdlib'de Meşruiyet İçin Hristiyanları İstismar Etmek

9 Aralık 2024

Elias ve 650'den fazla Hıristiyan aile 2013 yılında Ahrar El Şam'ın köye girmesi ve köy sakinlerinin dini ve sosyal özgürlüklerini kısıtlayan uygulamaları dayatması üzerine İdlib'in batısındaki Al-Yaqoubiya ve Al-Qunaya köylerini terk etti. Grup üyeleri, nüfusun çoğunluğunu Hıristiyanların oluşturduğu bu iki köydeki evleri de işgal etti.

"Ahrar el-Şam'ın köyümüze girdiği gün hafızama kazınan tek görüntü ailemin önünde dövülmem, galiz küfürlerle hakarete uğramam ve kâfir olarak yaftalanmam oldu. Tüm bunlar İdlib'in batısındaki Al-Yaqoubiya köyündeki evimi ele geçirmek için yapıldı."

Elias bunları evinin fotoğraflarını karıştırırken anlatıyor; gözleri, Cisr eş-Şuğur şehrinin kuzeyindeki zeytinlikler arasında yükselen bir kilisenin de bulunduğu, ailesinin köydeki büyük evinin fotoğraflarında yer alan her ayrıntıya ve anıya dalıyor. Bu bölge bir zamanlar Suriyelilerin bir arada yaşamasına tanıklık etmişti, ta ki İslami gruplar birçok Hıristiyanı kovup yerlerine çeşitli milletlerden aileleri yerleştirene kadar.

Elias ve 650'den fazla Hristiyan aile, Ahrar el Şam'ın köye girip halkın dini ve sosyal özgürlüklerini kısıtlayan uygulamaları dayatmasının ardından 2013 yılında İdlib'in batısındaki Al-Yaqoubiya ve Al-Qunaya köylerini terk etti. Grubun üyeleri, nüfusun çoğunluğunu Hıristiyanların oluşturduğu iki köydeki evleri de işgal etti.

Ele Geçirilen Evler Üzerindeki Anlaşmazlıklar

Hıristiyan ailelerin çoğunun Al-Qunaya ve Al-Yaqoubiya'dan sürülmesinin ve topraklarının radikal gruplar tarafından işgal edilmesinin üzerinden on bir yıl geçti. 18 Temmuz'da Hey'et Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) idari kanadı olan Suriye Kurtuluş Hükümeti, Suriye'nin çeşitli bölgelerinden 30 Hıristiyan ailenin İdlib vilayetine geri döndüğünü duyurdu. Bu duyuru hükümete bağlı Din İşleri Başkanlığı tarafından yapılırken, ailelerin nereye döndükleri ya da hangi bölgelerden geldikleri konusunda herhangi bir ayrıntı verilmedi. Başkanlık, Suriye'nin kuzeybatısındaki Hıristiyanlarla sürekli iletişim halinde olduğunu, onların acılarını ve sorunlarını ilgili makamlara iletmek için düzenli toplantılar yaptığını ve rejimin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Hıristiyan ailelerin kasabalarına dönüşlerini kolaylaştırmak için onlarla koordinasyon sağladığını iddia etti.

Halen Al-Yaqoubiya'da bulunan akrabaları için duyduğu endişe nedeniyle tam kimliğini açıklamayı tercih etmeyen Elias şunları söyledi: “Köyü kendi isteğimle ya da yurtdışına gitme arzusuyla terk etmedim. Zeytin ve şeftali ağaçları dikili 60 dönümden fazla arazimiz vardı ve mali durumumuz istikrarlıydı. Ancak Ahrar el-Şam üyelerinin tacizleri beni önce Ahrar el-Şam, sonra Ensar el-Tevhid tarafından ele geçirilen ve şu anda Türkistan İslam Partisi tarafından kontrol edilen arazimi terk etmeye zorladı. Sadece köyde kalan yaşlı akrabalarımdan ara sıra haber alabiliyorum.”

Elias, Daraj ile yaptığı görüşmede şunları ekledi: “Ocak 2013'te 14 silahlı adam evimizi bastı, erkek kardeşimi ve beni diz çökmeye zorladı ve annemle kız kardeşlerimin varlığına aldırmadan odaları aradı. Adamlardan biri duvardan bir haçı indirip kırdı, bir diğeri ise belki de altın olduğunu ve satılabileceğini düşünerek küçük bir mermer Meryem Ana heykelini cebine attı. Tüm bunlar iki adamın bizi dövmesinden, dine küfretmekle suçlamasından ve ardından annemin gözleri öfke gözyaşlarıyla dolu bir şekilde arkalarında bırakıp oradan ayrılmasından önce oldu."

“Bu olaydan sonra altı ay daha evde kaldık. Militanlar önce bir komşunun evini, sonra da kiliseyi işgal ederek dua etmemizi ya da çan çalmamızı engellediler. Gün geçtikçe militanlarla akraba olan yeni aileler köydeki evlere taşındı. Bu baskı karşısında ailem ve ben Halep'e gitmeye ve evimizi terk etmeye karar verdik. 2016 yılında İsveç'e ulaştım ve şimdi elimde sadece akrabamın gönderdiği köyümün fotoğrafları var. Yabancılar evlerimizi terk etmedikçe ne benim ne de ailemden herhangi birinin geri döneceğini sanmıyorum.”

“Son birkaç yıldır neredeyse her ay, Al-Qunaya ve Al-Yaqoubiya'da sahipleri tarafından terk edilen evler üzerinde, bir tarafta Türkistan Partisi ile ilişkili aileler, diğer tarafta ise Suriyeli aileler arasında bireysel silahların kullanıldığı anlaşmazlıklar patlak veriyor. İnsan hakları aktivisti Amer Al-Jasri'ye göre 2014'ten bu yana bu iki köye, bazıları Cisr el-Şuğur'daki köylerden, bazıları Türkistan grubundan (Uygurlar), bazıları da HTŞ'ye askeri olarak bağlı farklı vilayetlerden gelen onlarca aile yerleşti. Ancak bu anlaşmazlıklar, HTŞ'nin güvenlik aygıtları aracılığıyla meseleyi devralması ve işgal edilen evlerin sakinlerine HTŞ'nin hazinesine giden aylık haraçlar [cizye -ç.n.] dayatmasının ardından geçtiğimiz yıl azaldı."

Geçtiğimiz 11 yıl içinde Al-Qunaya ve Al-Yaqoubiya'daki nüfus kimliğindeki değişimle birlikte, Amer'in de belirttiği gibi, iki köyün demografik bir dönüşüm geçirdiği, Hıristiyan ailelerin yerini Müslüman ailelerin aldığı, dini kimliklerinin silindiği ve köklü tarihi miraslarını kaybettikleri söylenebilir.

İdlib'de Hristiyan olarak tanımlanan köyler Al-Yaqoubiya ve Al-Qunaya'dan ibaret değil. Yaklaşık 26 km güneybatıda yer alan Al-Ghassaniyeh kasabası ile Halouz ve Al-Burj köyleri, asıl sakinleri yerlerinden edildikten sonra artık farklı milletlerden ailelere ev sahipliği yapıyor. Bu bölgeler 2015 yılından bu yana Rus hava saldırılarına maruz kalmakta ve bunun sonucunda konutlar ve altyapı tahrip olmaktadır.

Zeytin Ağaçları Bile...

Başta Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve Türkistan İslam Partisi (TİP) olmak üzere Suriye'nin kuzeybatısını kontrol eden silahlı gruplar sadece Hıristiyanlara ait evleri ele geçirmekle kalmadı, aynı zamanda Cisr el-Şuğur kırsalındaki tarım arazilerini de kontrol altına aldı. Ziraat mühendisi Mousa Al-Kahal'a göre bu araziler, Al-Quniya, Al-Yaqubiya, Al-Ghassaniyeh ve Halouz bölgeleri boyunca uzanan ekilmemiş araziler ve zeytin ve kayısı ağaçlarıyla kaplı 2055 hektardan fazla alanı kapsıyor.

Bu köylerin arazileri Lazkiye dağlarına doğru uzanmakta, yağış bakımından zengin ve verimli topraklara sahip olup, daha önce sahiplerine iyi bir gelir sağlamaktaydı. Şu anda Halep'te yaşayan Gassaniye kökenli George Srour'un bildirdiğine göre, bugün bu topraklar, bu topraklardan elde edilen ekonomik faydaları tekeline alan Türkistan İslam Partisi (TİP)'nin ekonomik kontrolü altında.

TİP her yıl Cisr el-Şuğur bölgesindeki, özellikle de Al-Yaqubiya, Al-Ghassaniyeh ve Al-Quniya'daki Hıristiyan topraklarından zeytin mahsulünü, günlük 2,5 dolardan fazla olmayan ücretlerle çalışan yerel işçileri kullanarak hasat ediyor. Geçtiğimiz yıllarda, hasat edilen zeytinler, taraflar HTŞ'ye “mahsul zekatı” adı verilen ücreti ödemeden yerel sıkım tesislerine götürüldü. Buna karşılık, diğer yerel çiftçiler zeytinlerini sıktıktan sonra HTŞ'nin Genel Zekat Kurumu'na zeytin veriminin yüzde 5'i kadar bir zekat ücreti ödemek zorundayken, geri kalan Hıristiyan ailelerden mahsulleri için yüzde 35'e kadar cizye alınıyor.

Her geçen yıl TİP'in kontrolü altındaki zeytin ağaçlarının durumu daha da kötüleşiyor. Ziraat mühendisi Mousa Al-Kahal'a göre, aslen Hıristiyanlara ait olan bu ağaçlar bakımsızlık, budama eksikliği, gübreleme ve ilaçlama yapılmamasından muzdarip. Bu ihmal, mevcut durumun devam etmesi halinde bu ağaçlar için kasvetli bir gelecek tehdidi oluşturuyor.

İmaj Parlatma

George Srour'a göre HTŞ, din adamları ve kilise görevlileri de dahil olmak üzere sayıları 240'ı geçmeyen El Yakubiye ve El Kuniye sakinlerine ayrımcı kısıtlamalar uyguluyor. Bu sakinlerin çoğu yaşlı ve kiliselerde haftalık ayinlerini yapma ve kilise çanlarını çalma olanağından mahrumlar. Kilise duvarlarındaki haçlar kaldırıldı, kadınlar başörtüsü takmaya zorlandı ve özel partiler yasaklandı.

2021 yılında aktivistler Al-Yaqubiya kilisesindeki Noel kutlamalarının fotoğraflarını dolaşıma soktular. HTŞ'ye bağlı hesaplar bunların Kurtuluş Hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelerdeki Hristiyan kutlamaları olduğunu iddia etti. Gözlemciler bunu, yabancı üyeleri Hıristiyan ve Dürzilerin evlerini işgal edip kendilerini “tek Sünni proje” olarak adlandırırken ve Suriye'nin tarihsel çeşitliliğini görmezden gelirken bile HTŞ'nin kendisini bölgelerindeki dini çeşitliliği koruyormuş gibi gösterme çabası olarak yorumladı.

Temmuz 2022'de HTŞ'nin medya kolu Amjad Ajansı, Jolani'nin Cisr eş-Şuğur kırsalındaki Al-Yaqubiya, Al-Quniya ve Al-Jdeideh köylerine yaptığı ve yerel ileri gelenlerle bir araya geldiği ziyarete ait olduğu iddia edilen çeşitli figürlerle çekilmiş fotoğraflarını yayınladı. Toplantı konuları hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

Jolani'nin Hıristiyanlarla yaptığı toplantıdan önce, HTŞ ve benzeri grupların hem Hıristiyanlara hem de Dürzilere yönelik olarak kayıtlara geçen yüzlerce ihlalinin ardından Cebel el Summaq'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu köylerinin ileri gelenleriyle de benzer bir toplantı yaptı. 2015 yılında [İdlib'de yaşanan -ç.n.] Qalb Lawza katliamında 24 Dürzi, komutan Safina el Tunisi liderliğindeki Nusra Cephesi tarafından öldürülmüştü.

kaynak: https://daraj.media/en/exploiting-christians-for-legitimacy-in-idlib
çeviri: Dünya Yanarken

*bu başlığı biz koyduk. (Dünya Yanarken)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sri Lanka'da cumhurbaşkanı seçilen Anura Kumara Dissanayake kimdir?

Tamil Guardian 20 Eylül 2024 Janatha Vimukthi Peramuna (JVP [Türkçesi: Halkın Kurtuluş Cephesi -ç.n.]) ve Ulusal Halk Gücü (NPP) adayı Anura Kumara Dissanayake, ilk olarak 2000 parlamento seçimlerinde milliyetçi liste üzerinden parlamentoya girmiştir. Başlangıçta dönemin Kumaratunga yönetimini destekleyen JVP, 2002 yılında LTTE [Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları -ç.n.] ile yapılan barış müzakerelerine karşı çıkarak katı Sinhala [Sri Lanka'daki hakim ulus - ç.n.] milliyetçileri ile aynı safta yer aldı. Parti 2004 yılında açıkça ateşkes karşıtı bir platformda kampanya yürüterek ve Mahinda Rajapaksa [2009 yılında Tamil halkına karşı soykırımcı bir savaş yürüten dönemin cumhurbaşkanı - ç.n.] ile Birleşik Halk Özgürlük İttifakı (UPFA) olarak bilinen bir ittifak kurarak öne çıktı.  JVP savaş suçlarına yönelik uluslararası soruşturmalara, Tamillerle otorite paylaşımına sürekli olarak karşı çıkmış ve soykırım kampanyası sırasında Sri Lanka ordusunu desteklemiştir. Sri Lanka Anayasasında 13....

Halep'in Düşüşünün Ardındaki Hikaye

New Lines Magazine 2 Aralık 2024 Hassan Hassan, Michael Weiss New Lines, şehrin çarpıcı bir şekilde ele geçirilmesine yol açan özel ayrıntıları açıklıyor Halep asla düşmeyecek gibiydi.  Türkiye destekli iki gücün son beş gün içinde yürüttüğü çarpıcı bir taarruz, Suriye'nin ikinci büyük kenti ve sanayi merkezinin ele geçirilmesiyle sonuçlandı ve Esad karşıtı daha kalabalık ve daha iyi kaynaklara sahip isyancıların asla başaramadığını bir hafta içinde başardı. Ancak Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve Suriye Ulusal Ordusu (SNA) kendilerini komşuları arasındaki çatışmaların, Ankara'daki fırsatçı bir haminin, ABD'deki son seçimlerin ve Şam'daki iç savaş, yaptırımlar ve yolsuzlukla zayıflamış bir hanedan diktatörlüğünün faydalanıcıları olarak buldular. HTŞ ve DSG, Halep'in daha büyük bir bölümünü ele geçirmek, rejimden daha fazla bölge koparmak ve İdlib'deki bölgelerini Suriye Hava Kuvvetleri'nin bombardımanından korumak için hazırlık yapıyordu. Geçtiğimiz Çarşamba günü...

'Soykırım Soyluları': ABD'li silah şirketlerinin yöneticileri üniversitelerin ve kültürel kurumların yönetim kurullarında yer alıyor

“Bu araştırma, şirketlerin kâr amaçlı savaş makinesinin yüksek öğrenim ve kültür kurumlarımızda ne kadar yerleşik olduğunu ortaya koyuyor” Çarşamba günü üç insan hakları grubu “Soykırım Soyluları” olarak adlandırdıkları silah şirketi yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri ile “bu kişileri şu anda yönetim kurullarında veya diğer önemli rollerde barındıran 54 müze, kültür kuruluşu, üniversite ve kolej”i teşhir eden yeni bir interaktif girişimi duyurdu. Adalah Adalet Projesi, LittleSis ve Irk ve Ekonomi Eylem Merkezi'nden (ACRE) oluşan koalisyon, ABD destekli İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım suçlamasıyla yargılandığı Gazze'ye yönelik devam eden imha savaşı sırasında “altı savunma şirketinin yönetim kurulu üyelerinin eğitim ve kültür kurumlarıyla bağlantılarını” ayrıntılı olarak ortaya koyan bir harita ve veri tabanı yayınladı. "İsrail, Soykırım Soyluları araştırmasında yer alan şirketler tarafından üretilen bomba ve silahları kullanarak Ekim 2023'...