Ana içeriğe atla

İsrail'in çağrı cihazı saldırılarında çok sayıda çocuk hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'da çağrı cihazlarını kullanarak yaptığı terör eyleminde çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Hizbullah 2008 doğumlu bir çocuk için kendi savaşçısı olarak resmi başağlığı mesajı yayınlandı. Hayatını kaybedenlerin arasında biri 9 yaşında bir kız çocuğu ve diğeri 11 yaşında bir erkek çocuğu olmak üzere en az iki çocuk daha var. 

İsrail, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer bazı ülkelerin terörist grup olarak kabul ettiği Hizbullah, geniş bir örgüttür. On binlerce savaşçısı olduğu tahmin edilen bir askeri gücün yanı sıra sosyal hizmetler sağlayan, okulları yöneten ve grubun Lübnan hükümetinde yer alan bakanlarına ve milletvekillerine hizmet veren ofisleri bulunmaktadır.

Saldırıların bu aygıtın geniş bir kesitini etkilediği görülüyor ve böyle bir saldırının savaş yasalarını ihlal edip etmediğine dair soruları gündeme getiriyor.

Lübnan Sağlık Bakanı Firass Abiad Perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte saldırıların Lübnan'ın sağlık sistemine getirdiği yükü anlattıktan sonra “Bu ayrım gözetmeyen bir saldırıydı” dedi. “Bu bir savaş suçuydu.” diye ekledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Lama Fakih, savaş yasalarının gündelik eşyalara bubi tuzağı yerleştirilmesini yasakladığını, buna “bir çocuğun ötmeye başladığında kolayca alabileceği çağrı cihazı gibi şeylerin de dahil olduğunu” söyledi.

Fakih, savaşçıların ayrıca savaşçılarla siviller arasında ayrım yapması gerektiğini, bu ayrımın saldırgan bir güç tarafından bu kadar geniş bir alanda serbestçe dolaşan bu kadar çok patlayıcı ile yapılamayacak bir şey olduğunu söyledi.

Ayrıca bu tür patlayıcıların kentsel topluluklarda patlatılması yakındaki sivillere zarar verme ve Hizbullah'la bağı olmayanları saldırılara maruz bırakma riski taşıyor. Fakih, sokakta yanından geçerken çağrı cihazı patlayan biri yüzünden bir gözünü kaybeden bir adamın durumunu örnek veriyor.

kaynak: https://www.nytimes.com/2024/09/20/world/middleeast/beirut-lebanon-hezbollah-pagers-hospitals-funerals.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sri Lanka'da cumhurbaşkanı seçilen Anura Kumara Dissanayake kimdir?

Tamil Guardian 20 Eylül 2024 Janatha Vimukthi Peramuna (JVP [Türkçesi: Halkın Kurtuluş Cephesi -ç.n.]) ve Ulusal Halk Gücü (NPP) adayı Anura Kumara Dissanayake, ilk olarak 2000 parlamento seçimlerinde milliyetçi liste üzerinden parlamentoya girmiştir. Başlangıçta dönemin Kumaratunga yönetimini destekleyen JVP, 2002 yılında LTTE [Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları -ç.n.] ile yapılan barış müzakerelerine karşı çıkarak katı Sinhala [Sri Lanka'daki hakim ulus - ç.n.] milliyetçileri ile aynı safta yer aldı. Parti 2004 yılında açıkça ateşkes karşıtı bir platformda kampanya yürüterek ve Mahinda Rajapaksa [2009 yılında Tamil halkına karşı soykırımcı bir savaş yürüten dönemin cumhurbaşkanı - ç.n.] ile Birleşik Halk Özgürlük İttifakı (UPFA) olarak bilinen bir ittifak kurarak öne çıktı.  JVP savaş suçlarına yönelik uluslararası soruşturmalara, Tamillerle otorite paylaşımına sürekli olarak karşı çıkmış ve soykırım kampanyası sırasında Sri Lanka ordusunu desteklemiştir. Sri Lanka Anayasasında 13.

'Soykırım Soyluları': ABD'li silah şirketlerinin yöneticileri üniversitelerin ve kültürel kurumların yönetim kurullarında yer alıyor

“Bu araştırma, şirketlerin kâr amaçlı savaş makinesinin yüksek öğrenim ve kültür kurumlarımızda ne kadar yerleşik olduğunu ortaya koyuyor” Çarşamba günü üç insan hakları grubu “Soykırım Soyluları” olarak adlandırdıkları silah şirketi yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri ile “bu kişileri şu anda yönetim kurullarında veya diğer önemli rollerde barındıran 54 müze, kültür kuruluşu, üniversite ve kolej”i teşhir eden yeni bir interaktif girişimi duyurdu. Adalah Adalet Projesi, LittleSis ve Irk ve Ekonomi Eylem Merkezi'nden (ACRE) oluşan koalisyon, ABD destekli İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım suçlamasıyla yargılandığı Gazze'ye yönelik devam eden imha savaşı sırasında “altı savunma şirketinin yönetim kurulu üyelerinin eğitim ve kültür kurumlarıyla bağlantılarını” ayrıntılı olarak ortaya koyan bir harita ve veri tabanı yayınladı. "İsrail, Soykırım Soyluları araştırmasında yer alan şirketler tarafından üretilen bomba ve silahları kullanarak Ekim 2023'

Türkiye Gazze'ye gidecek Özgürlük Filosu'nu serbest bırakmalı

Sai Englert (jacobin.com) Gazze'ye 5,000 ton yardım taşıyan Özgürlük Filosu yaklaşık altı aydır bir Türk limanında bekletiliyor. Türkiye hükümeti Filistinlileri desteklediğini iddia ediyor ancak kuşatma altındaki Gazzeliler'e hayati yardımların ulaşmasına izin vermek yerine Batı'nın baskısına boyun eğiyor. Özgürlük Filosu Nisan ayından bu yana Türkiye'nin Haydarpaşa limanında mahsur kalmış durumda. Üç gemiden oluşan ve dünyanın dört bir yanından gelen beş yüz Filistin dayanışma aktivistinin görev yaptığı filo, Gazze'deki Filistin halkına gönderilmek üzere beş bin ton insani yardım taşıyor. İsrail ile Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki müttefiklerinin baskısına boyun eğen Türk hükümeti gemilerin yola çıkmasını engelliyor. Bu kararın hiçbir yasal dayanağı yoktur. Aslında Türkiye'nin eylemleri, seyrüsefer özgürlüğünü garanti altına alan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin (UNCLOS) yanı sıra tüm imzacı tarafları, sivil toplum kuruluşları